İBRADI GÜNCESİ

         Keşif Ekibinin 34’üncü benim ise onlarla 3’üncü keşifim,  Antalya/ İbradı Kardelen Festivaline katılmam ile başladı.  Yağmurlu bir Antalya sabahında yola koyulurken, Torosların bol oksijenli dağlarına kadar ulaşıp, kardelenleri göremeyecek olmanın ihtimali aslında biraz da keyfimizi kaçırmıştı. Fakat Osmanlı Devrinin önemli merkezlerinden biri olan İbradı’nın tarih kokan sokaklarını ve tarihe tanıklık etmiş konaklarını görebilecek olmanın heyecanını taşıyordum.
 
      İbradı, Antalya’ya 170km uzaklıkta, okuryazar oranının yüksek olduğu, üzümü, pekmezi, soğukluğu ve mimarisi ile bilinen bir ilçedir. Evet, yolumuz epey uzundu ama bizim kuzucukları anneanneye bırakınca, eşim ile geçirebileceğimiz koca bir gün bizi beliyordu… Zira ara sıra bu kaçamakları yapmak gerek. Hem eşler için, hem de çocuklar için kaliteli zaman geçirmek çok önemli. Fakat gezi boyunca kızlarım aklımdaydı, ''annelik böyle bir şey'' :) Sonuç olarak emin ellere emanet etmiştik.

    
              Yol boyunca yağmur tüm hızıyla devam ediyor bizler ise bulunduğumuz ortamın tadını çıkarmaya çalışıyorduk. Dağların arasında sıkışmış gibi duran bu ilçemize giderken zaman zaman yüreğimin ağzına geldiğini de saklayamayacağım. Manzara muhteşemdi! Baharın gelmesiyle tabir-i caizse dağın taşın yüzü gülüyordu. Kayalardan fışkıran suların, buz gibi pınarların bu yöreye ve insanlarına hayat verdiği ortadaydı.

 
               İbradı da bizi bekleyen sadece yağmur değildi… Zaman zaman dolu yağışı ve sağanak yağmur devam ediyordu. İlk ziyaret yerimiz  İbradı Belediyesi oldu. Başkanın güler yüzlü karşılaması ile tarihe yolculuğumuz başladı…

Kadılar Şehri İbradı
İbradı, Osmanlı dönenimde kadı yetiştiren bir belde olarak ün yapmış. Kentin girişinde kadılar mezarlığının büyüklüğü ve içinde bulunan kestane ağaçları oldukça ilgi çekiciydi. Osmanlı Kadılarına ait bir çok mezar bulunmaktaymış. Hava şartlarından dolayı ziyaret edemediğimiz bir yer oldu…
Kadı Konakları
1861 ‘de meydana gelen yangından sonra yapılan evler hala dimdik ayaktaydı. Konaklar, çok odalı, tüm ihtiyaçlar karşılanacak şekilde dizayn edilmiş. Pencerelerindeki ve tavanlarındaki oyma süslemeler en az dışı kadar ilgi çekiciydi.

 

Arapastık Kestanesi

 
 İbradı tarihi boyunca üç kez büyük yangın yaşamış ve bunlardan özellikle 1861 yılının Eylül ayında meydana gelenin sıcaklığı tüm imparatorluk sınırlarına kadar ulaşmış. Bu yangın İbradılı Mustafa Efendinin Konağında çıkmış. 

 Yangının nasıl olduğunu Yerel Tarihçi Mustafa Üstün ortaya çıkarmış.

 Önceleri sıradan bir yangın görünümünde olmasına rağmen, üzerinden birkaç ay geçtikten sonra olayın nedeni gün yüzüne çıkmıştır. Sebep sadece İbradı’da yaşayanları değil, Osmanlı üst düzey yöneticilerini de telaşa düşürmüştür. Üstün’ün tarihi kayıtlardan aktardığına göre: “Alaiyye sancağı dâhilindeki İbradı kazası sakinlerinden Mustafa Efendi’nin evini ateşe veren Zeynep adlı siyah cariyenin mahallinde idamı ve bu tür hadiselerin bir daha vuk’u bulmaması için iktiza eden bir tembih namenin kaleme alınarak bütün kazalarla Vilayetlere dağıtılması ve söz konusu tembih namenin Ceride-i Havadis’te ilan edilmesi…”
Bu olayla ilgili 85 yaşındaki Yaşar Duru basında da yer alan bir açıklamasında şunları diyor: "İbradı'nın kadıları gittikleri yerlerden hizmetçiler getirirlermiş. Bunlardan bir tanesi Arap tenli Müslüman bir kadınmış. Her nedense bu kadın evde yangına sebebiyet vermiş. O günkü kadılar toplanıp kadına nasıl bir ceza vereceklerini kararlaştırmışlar ve kadını kestane ağacında asmaya karar vermişler."
 
İdam olayının gerçekleştiği kestane ağacı o günden bugüne Arapastık Kestanesi olarak biliniyor.
Ormana
Ormana Aktif Restoranda Muhteşem Öğle Yemeği

Tarihi, Roma İmparatorluğuna kadar dayanan, daha sonra Selçukluların eline geçen bir köy ormana…

Köyün merkezindeki bulunan ORMANA AKTİF ’de keyifli, bir öğle yemeği yedik. Sıradan tatillerden sıkılanlar için, butik otellerinde konaklama imkânları da mevcut. Meşhur düğmeli evlerin arasında doğayla iç içe kalmak isteyenler için kaçınılmaz. İlk fırsatta gitmek istediğim bir yer :)
 
Kardelen
 
Karnımızı doyunca, Torosların arasında yolculuğumuz Sülek yaylasına doğru devam etti. Yağmur kah duruyor, kah devam ediyordu... Karların erimesiyle ortaya çıkan narin kardelenleri görmek için, zirveye doğru tırmandık.


Ve muhteşem kardelen çiçekleri ile mutlu son…
 
Sizin de yolunuz düşerse İbradı’ya gidin. Hatta mutlaka yolunuzu oraya düşürün ve kardelen festivaline katılın :)

Hafızalardan kolay kalay silinmeyecek gezi için,  teşekkürler KEŞİF EKİBİ!

Yorumlar

  1. bayıldım canım. Ne kadar güzel anlatmışsın. Hele o restaurant ve Kadı konakları :) Kardelenler. Emeklerine sağlık.Eski patronum İbradılıydı çok merak ederdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :) Evet restoran harikaydı! Böylesini beklemiyordum. Yemekleri ve dekorları çok güzeldi... sevgiler...

      Sil
  2. Bayıldım resimlerinize. Bir daha ki yıl giderseniz facebooktan duyurursanız belki bizler de geliriz. Doğa çok güzel.Ellerinize sağlık iyi ki tanıttınız bize. Sevgiler...))

    YanıtlaSil
  3. keşke bende keşfetseymişim şu ekibi çok güzelmiş kalemine sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder