Geçtiğimiz hafta, Cumhuriyet
Bayramı ve ülkemiz için kritik bir seçim süreci dolayısıyla uzunca bir tatil yaşadık.
Vatandaşlık görevimizi yapmak üzere zamanında dönme planı yaparak birçok aile
gibi tatil planı yaptık ve düştük yollara…
Bu mevsimde nerede tatil yapılır
diye elbette fazla düşünmeye gerek yok. En iyisi kaplıca tatili… Hem sağlık hem
de dinlenmek için ideal… Yaşadığımız yere en yakın
olanları ise ya Sandıklı ya Afyonkarahisar. Tercihimiz Afyonkarahisar (eski ve
halk arasındaki kullanımı ile Afyon)
Her yol Afyon’a çıkar derler…
Şehirlerarası yolculuk yapan hemen
herkesin bir kez de olsa yolu Afyonkarahisar’dan geçmiştir. Son yıllarda
kaplıca turizmi ile hızlı gelişim sürecine girmiş, vermiş olduğu göçün durdurulması
konusunda önemli merhaleler kaydeden bir yer. Ayrıca tarihimiz açısından da
önemli kavşaklardan biri. Ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temeli
Afyonkarahisar’da atılmış olup, tarih boyu Anadolu’nun kilit noktası olmuştur.
Eğer iki çocuk ile tatil yapmayı
planlayan bir aile iseniz; yolda sık sık mola vermeniz gerekli zira çocuklar
sıkılıyor, ihtiyaç molası veriliyor… Eşim ile biz bu durumdan gayet mutluyuz
çünkü her mola yerinde yeni insanlar tanıyor, yeni yerler öğreniyoruz.
İlk mola yerimiz; Keçiborlu
oldu. Kendi haline sakin, şehrin gürültüsü ve kalabalığından uzak bir pastaneye
oturduk, soğuk havada sıcacık çaylarımızı yudumlarken, sabah haberlerini
izlemeye başladık. Konuk, İlber Hoca (İlber Ortaylı) fikirlerinden istifade
etmek için her fırsatta okur/ izleriz. Bardağımızdan son yudumu da içtikten
sonra, yeniden düştük yollara…
Antalya’da hala bahar yaşayan
bizler, iç Anadolu’ya kışın geldiğini de gördük. Her yer de keskin bir kömür
kokusu vardı. Keçiborlu’da çocuklar ilk kez tren rayı gördüler ve onun
üzerinden geçişimize tanık oldular.
Yolculuk sırasında keşfetmeyi seven bir
aileyiz. Yolumuz ilerledikçe, Sandıklıda Yunus
Emre ve hocası Tabduk Emre türbesi olduğunu öğrendik. Bu fırsat kaçmaz
diyerek hemen köyün içine doğru rotamızı çevirdik.
Hotel ve havuz bizi
bekleyebilirdi!
Çay Köyünde ilerledikçe insanların ne kadar samimi ve güler güzlü karşıladıklarına tanık olduk. Türbeleri ziyaret etmek istiyoruz deyince, hemen yolu tarif ve arkamızdan dua ettiler,
‘’Allah ziyaretinizi kabul etsin, kazasız belasız hayırlı yolculuklar.’’ Hiç tanımadığınız insanlardan dua almak nasıl bir manevi hazdır? Ancak; yaşayınca anlayabilirsiz… Anadolu insanımız bir başka!
Çay Köyü (Yunus Emre Mahallesi),
Afyonkarahisar’a bağlı Sandıklı ilçesinde bulunuyor. Yunus Emre Türbesi veya
mezarı olduğu iddia edilen bir çok yer varmış;- Eskişehir'in
Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy;
- Karaman'da Yunus
Emre Camii avlusu;
- Bursa; Aksaray
ile Kırşehir arası;
- Manisa; Kula ile Salihli arasında
Emre Sultan köyü;
- Erzurum, Duzcu köyü;
- Ordu'nun Ünye ilçesi;
- Isparta'nın Gönen
ilçesi;
- Afyonkarahisar'ın Sandıklı ilçesi;
- Sivas yakınında
bir yol üstü.
- Tokat'ın Niksar
ilçesinde de bulunmaktadır.
Bazı kaynaklara göre ve Hacı Bektaş-ı Veli
Menkıbesi'ne dayanarak Aksaray ili sınırları
içinde, Ortaköy ilçe merkezine
20 km mesafede Reşadiye köyündedir. Türbenin bulunduğu tepe, halk tarafından
ziyaret tepesi olarak bilinmektedir. Bu türbe Aksaray - Kırşehir yolu üzerinde
bulunmaktadır. (*Alıntı Vikipedia)
Fakat Sandıklı’da olma ihtimali
çok fazla deniliyor. Nedeni ise, 40 yıl hizmet ettiği hocası Tabduk Emre
kabrinin Sandıklı’da olması Yunus’un da kabrinin burada olduğu gösteren bir
işaret olarak algılanıyor. Yunus biz dizesinde;
‘’Ko beni yatayım, Şeyh eşiğinde, dönmesin şeyhimden yana döneyim’’ diyor.
Bu da mezarın Sandıklı’da olduğu
ihtimalini artıyor. Çünkü hocası yani şeyhi Tabduk Emre'ye ait mezar, iki dere
arasında, Çay köyün’de bulunuyor. Tabduk Emre'nin tapu kayıtlarını incelendiğinde,
"Sandıklı Tapu Sicil Müdürlüğünde Tabduk Emre adına kayıtlı, Ada no:414,
Parsel no:12, Kütük Sayfa no:1239, Pafta no:55, 95 metrekarelik alan"
Vakıflar Genel Müdürlüğü adına kayıtlı belgeyle mevcutmuş. Gittik gördük…
Yunus’un kabri nerede olursa
olsun, herkesin kalbide olduğu kesin. Peki, ne kadar tanıyoruz Yunus’u? İşte
orası tartışılır. Allah Onların yolundan gitmeyi nasip etsin.
Hocaların hocası Tabduk Emre ve
Yunus Emre, türbelerinde dualar okuduk…
Bu arada kızlar da yanımızda köyü
keşfetmeye başlamışlardı. Civcivleriyle geçen bir tavuk, pencereden onları
izleyen bir çocuk, sokakta yapraklar ile oynayan bir başka çocuk… Şehir
hayatına alışan çocuklar için inanın bu çok farklı bir tecrübe.
Türbe çıkışında tahmini 10
yaşlarında bir çocuk ile karşılaştık.
-‘’Köyümüze Hoş geldiniz’’ dedi.
Medeni cesareti ve güler yüzü dikkatimi çekti.
-Hoş bulduk, hava çok soğuk üşümüyor musun?
-Hayır.
-Peki, bu yapraklarla ne yapacaksın?
-Koleksiyon!
-Ne harika! Biz Antalya’dan geliyoruz. Sana kurabiye versem yer misin?
-Tatlı şeylerden hoşlanmam!
-Ama bunlar tuzlu.
-Tamam, o zaman. Teşekkür ederim.
… ve ayrıldık. Kurabiyeleri yedi
mii, yemedi mi bilmiyorum ama iletişim kurması çok hoşuma gitti.
Artık Hotele gidip dinlenme ve yemek yeme zamanı gelmişti…
Afyon’da nereleri keşfettik?
Kış tatili mi, yaz tatili mi tercih edilmeli?
Bir sonraki yazımda tüm ayrıntıları bulacaksınız. :)
Kış tatilini de bu şekilde değerlendirmişsiniz ne mutlu size iyi fikirmiş aslında bizim gibi eve tıkılmaktan iyisini yapmışsınız ;)
YanıtlaSilSevgiler...
süper bir gezi planı olmuş özellikle dönüş vakti :)
YanıtlaSilBlog keşif etkinliğiyle geldim, Takibe aldım beklerim :)
Balinkokusu.blogspot.com.tr
ne güzelmiş sizin içinde pek keyifli geçmiş
YanıtlaSil